İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | blow up f. | patlatmak | ||
After you blow up those balloons, could you sweep the room? Şu balonları patlattıktan sonra odayı süpürür müsün? More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | blow up f. | patlamak | ||
If Iraq's integrity cannot be safeguarded, the Kurdish question will blow up in our faces. Eğer Irak'ın bütünlüğü korunamazsa, Kürt sorunu yüzümüze patlayacaktır. More Sentences |
||||
Genel | blow up f. | öfkelenmek | ||
When I asked Dad for more money, he really blew up and started to yell at me. Babamdan daha fazla para istediğimde gerçekten öfkelendi ve bana bağırmaya başladı. More Sentences |
||||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | blow up f. | patlatmak | ||
Tom blew up the balloon. Tom balonu patlattı. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | blow up f. | sinirlenmek | ||
When I asked Dad for more money, he really blew up and started to yell at me. Babamdan daha fazla para istediğimde çok sinirlendi ve bana bağırmaya başladı. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | blow up f. | şişirmek | ||
General | ||||
Genel | blow up f. | havaya uçurmak | ||
Genel | blow up f. | patlak vermek | ||
Genel | blow up f. | azarlamak | ||
Genel | blow up f. | infilak etmek | ||
Genel | blow up f. | havaya uçmak | ||
Genel | blow up f. | bombalamak | ||
Genel | blow up f. | tahrip etmek | ||
Genel | blow up f. | agrandisman yapmak | ||
Genel | blow up f. | büyütmek | ||
Genel | blow up f. | çılgına dönmek | ||
Genel | blow up f. | (fotoğraf) büyütmek | ||
Genel | blow up f. | kopmak (fırtına vb) | ||
Genel | blow up f. | kabarmak | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | blow up f. | şişmek | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | göğsünü kabartmak | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | heyecanlandırmak | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | fırlamak | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | infilak etmek | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | şiddetle azarlamak | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | hava basmak | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | imha etmek | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | havaya uçurmak | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | gümletmek | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | infilak etmek | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | patlatmak | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | söndürmek | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | havasını almak | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | şişirmek | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | (birisine) patlamak | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | (birisine) çıkışmak | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | veryansın etmek | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | bir anda popüler olmak | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | popülerleşmek | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | önemsemek | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | abartmak | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | olduğundan daha fazla ciddiye almak | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | büyütmek | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | uzatmak | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | (fırtına ve rüzgarlı hava için) aniden bastırmak | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | (planları) suya düşmek | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | kısa zaman çok sayıda telefon araması ve/veya mesaj almak | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | atışmak | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | tartışmak | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | didişmek | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | kavga etmek | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | birbirine girmek | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | çok kızmak | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | küplere binmek | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | (gizli bir şeyin) ortaya çıkması | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | (fonksiyon) sonsuz hale gelmek | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | ayrıntı eklemek | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | başarısız olmak | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | stres altında çökmek | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | çok kilo almak | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | ön plana çıkmak | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | beklenmedik şekilde ortaya çıkmak | ||
Öbek Fiiller | blow up f. | habersiz bir şekilde ortaya çıkmak |